Kaptan: Antoine de Saint Exupery
- gozdeyigit
- 23 May 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Ara 2023
Pusulası gökyüzü olan ve Küçük Prens kitabıyla ile umudun, sevginin ve yıldızların yolunu gösteren birinin hikayesi ile başlıyoruz. İlk yazımın kaptanı: Antoine de Saint Exupery

"Kaptanın Pusulası Gökyüzüdür" deyişine uygun bir kaptan, gökyüzünde olmadığında gökyüzünü yazan, yıldızlara bakarak gerçekliği arayan olan pilot: Antoine de Saint Exupery
Onun kitaplarının isimlerine baktığımızda yazar pilotumuzun hayatına dair ufak bir fikre sahip olabiliriz: Güney Postası, Gece Uçuşu, Savaş Pilotu, Yel Kum ve Yıldızlar (İnsanların Dünyası)...
Yukarıdaki kitapları okuma listene ekleyebilir, biraz daha Saint Exupery yaşamı için yazıyı okumaya devam edebilirsin. :)
Çocukluk hayali pilotluk olan Saint Exupery, liseden sonra annesini kırmamak için Denizcilik Okulu sınavlarına girer ve başarısız olur. Annesine yazdığı mektupları "Saygılı oğlunuz Antoine" diye bitiren birinin annesini kıramayıp onun için denizci olmayı denemesine şaşırmamalı. Belki de Kale kitabında geçen şu cümlede o sınavda neden başarılı olamadığını anlatmıştır:
"İnsanlara gemi yaptırmanın yolu onlara marangozluk öğretip görev vermek değil, engin denizlerin özlemini aşılamaktır."
Denizlerin değil gökyüzünün özlemini duyduğu halde bir sonraki durağı Ecole des Beaux-Arts'ta mimarlık eğitimi olur. Mimarlık eğitimini yarıda bırakıp özlemini duyduğu gökyüzüne ulaşmak için askere gider ve orada pilotluk eğitimi alır.
(Benim de mimarlık eğitimi almam ve pilotluk eğitimine başlamış olmam sebebiyle bu ilk yazının kaptanının Saint Exupery olması kaçınılmazdı.)
Ordudan ayrıldıktan sonra posta taşımacılığı yapan bir uçağın pilotu olarak uçmaya devam eder ve bu dönemde edindiği anılar, tecrübelerle ilk kitabı Güney Postası'nı yazar. Gece uçuşları sırasında yaşadığı korkuları, bir pilotun heyecanını, maceralarını anlattığı Gece Uçuşu ikinci kitabı olur.
Savaş Pilotu kitabının isminden anlayabileceğimiz gibi: Evet! Küçük Prens'in yazarı bir savaş pilotu.
Saint Exupery, II.Dünya Savaşı'nda savaş pilotu olarak görev alır, ancak bu dönemin psikolojik etkisi onda büyük olacaktır.
Tutkuyla bağlı olduğu mesleğinde havacılığın gelişmesi için emek vermek isterken büyük yıkımlar yaratan bir savaşta pilot olması gerekir. Küçük Prensi ve diğer kitaplarını okuyan biri, savaşta yer almasının onun için ne kadar zor olduğunu tahmin edecektir. Yıldızlara bakarak gerçekliği arayan birinin gerçekliği savaş olamayacaktır. Düşüncelerini Savaş Pilotu kitabında şöyle ifade eder:
Ve işte savaş savaşa benzesin diye, hiçbir erek gütmeden harcanıyor uçaklar. Hiçkimse bu savaşın artık hiçbir şeye benzemediğini, hiçbir anlam taşımadığını, hiçbir şemaya uymadığını, ucunda kukla falan kalmamış ipleri büyük bir ciddilikle oynatmaya devam ettiğimizi itiraf edemiyor.
Ve sonraki yıllarda yıllar boyunca aradığı, bulduğu gerçekliği Küçük Prens kitabında yazar. Küçük Prensi yazdıktan bir yıl sonra ise Dünya'mızdan ayrılır. Nereye gittiğini soracak olursanız, Asteroid B-612'ye, Küçük Prens'in yanına gittiğine eminim. :)
Bize yıldız tozlarıyla yazdığı kitaplarını ve kahkaha atmasını bilen yıldızları bıraktı.
Antoine de Saint Exupery'i, Nazım Hikmet'in sözüyle yıldızlara bakarak selamlıyorum:
"Zararı yok ulan, yine de bineriz tayyareye. Adam öldürmek için değil, gökyüzünde püfür püfür safa sürmek için"

Comments